Kur'an'da
yer alan aşağıdaki pasaj, Kutsal Yazılar
ile ilgili olmak üzere Yahudi ve Hıristiyanlara
karşı bir tavır sergiler (Bu pasaj, sözkonusu
Kutsal Yazıların kalıcı bir tarzda bozulmaya
başladığını ima etmez.)
[Ey
Ehl-i Kitap! Neden Hakkı batılla kirletiyorsunuz
ve bilip durduğunuz halde gerçeği gizliyorsunuz?
Kur'an 3:71]
Kaynağına
ne kadar itibar ederse etsin bir Yahudi
ya da Hıristiyanın bu uyarıya kulak vermesi
iyi olur. Ancak bu ihtarın sadece Yahudilerle
Hıristiyanlara uygulanması, yalnızca onların
kutsal kitaplarına atıfta bulunulması ve
sadece onların ilk yazıldıkları zamanla
sınırlı tutulması acaba geçerli midir? Yoksa,
bu uyarının bu boyutların ötesinde de geçerli
olabileceği bir uygulama alanı mevcut mudur?
Geçmişe
yönelik olduğu kadar, şimdiyi de içeren,
Yahudi ve Hıristiyan kutsal kitapları kadar
Kur'an'a da işaret eden, Müslümanlar da
aynen Yahudi ve Hıristiyanlar kadar kasteden
bir taraf olamaz mı?
Her
toplum, özellikle de kendi imanının savunusunun
coşkusu içinde bile tövbe ve pişmanlığa
olan ihtiyacını hissedebileceği gibi, Tanrı'nın
merhameti adına en az kendi inancı kadar
diğerlerinin inançlarını da daha derinliğine
anlama gereğini hissetmelidir.
Yukarıdaki Grekçe metin, İncil’in M.S. 4.
yüzyıla ait en önemli el yazması nüshalarından
biri olan Sina Dağının eteğindeki bir manastırın
kütüphanesinde keşfedilen Kodeks Sinaitükus’tan
alınmış iki sayfadır.
Yukarıdaki
sayfa İncil’in 200 yıllarında yazılmış bir
kopyasından alınmıştır. Genellikle p46 olarak
bilinen 2. Chester Beatty Papirüsünden alınan
bu sayfa Galatyalılar 6:10-18 ve Filipililer
1:1’i içerir. Papirüs’ün bu bölümü Dublin’deki
Chester Beatty Kütüphanesi koleksiyonundadır.
|