GİRİŞ
Hız çağında
yaşıyoruz. Uçaklar, kıtalar arasındaki mesafeleri
kısalttı; kitap ve televizyon programlan
bir sel gibi halklara damgasını vuruyor;
soylar , milletler birbiriyle karışıyor.
Yeni sorular beliriyor, insanoğlu her konuyu
araştırmak istiyor. Herkes öncelikle birbirine
sormak zorunda: öncesiz gerçek nedir? Rahat,
huzurlu bir vicdanla kabul edebileceğimiz
yapıcı düşünceler nelerdir? Başkasının düşüncesine
kulak verebilmesini öğrenmiş olan kişinin
ufku genişler , kendi dar ve sınırlı çevresinin
bağlarından kurtulur.
1- Can alıcı
Soru an hakkında sorular
Arap ülkelerinin
birinde Rabbin bir hizmetçisi, mahkumlara
yaşam yolunu duyurmak amacıyla hapishaneleri
ziyaret ederdi. Yürekleri arıtan, zihinleri
yenileyen esenlik müjdesini, dileyene aktarmak
için, hükümetten özel izin almıştı. Rabbin
bu hizmetkarı koğuşlara tek başına girer,
kendisine koruma görevlisi verilmesini reddederdi.
Mahkumlarla, koruma kontrolü altında açık
yürekli bir sohbetin mümkün olamayacağından
emindi. Tek başına koğuşlara girer, mahkumlarla
otururdu.
Bir seferinde,
on yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmış
bir grup mahkumun koğuşuna girdi. Onu, önceki
ziyaretlerinden tanıyorlardı; gerçeğe ve
kurtuluş müjdesine ilişkin irşatlarını dinlemeye
alışmışlardı. O yanlarından ayrılır ayrılmaz,
kendileriyle konuşmuş olduğu konu hakkında
hararetli bir şekilde tartışıyorlardı.
Cevaplanması
Gereken Bir Soru Ama bu defa, o koğuşa girer
girmez kapıyı kapattılar, ''Sana bir sorumuz
var'' dediler .'' Ancak bu soruya açık,
kesin bir cevap verirsen seni bırakırız!”
Rabbin hizmetçisi, “Ben” dedi, “Yanıma silahlı
bir koruma almaksızın gönüllü olarak yanınıza
geliyor; imkanım ölçüsünde sizlere Allahın
kelamından cevaplar veriyorum. Bilmediğim
bir konuda zaten konuşamam”. Mahkumlar,
Senden yıldızların esrarını soracak değiliz''
dediler. “Sen bir din adamısın; o halde
sorumuza açık bir cevap ver: kim daha büyük,
Muhammet mi, İsa Mesih mi?''
Rabbin
hizmetçisi soruyu duyunca, şaşkınlık içerisinde
kendi kendine düşündü: Muhammet daha büyüktür
desem, İsa Mesih İmanlısı mahkumların hücumuna
uğrayacağım. Yok, İsa Mesih daha yücedir
desem, belki de Müslüman mahkumlardan biri
kalkıp boynumu kesecek. Zira Muhammet'e
hakaret eden, onu aşağılayan kişi, kimi
Müslümanların gözünde bir kafir olup öldürülmeyi
hak etmiştir. Rabbin hizmetçisi, mahkumları
ikna edecek en bilge cevap neyse, onu kendisine
bağışlaması için yüreğinde Rabb'e dua etti.
Zor anda
Rabbin irşadını dileyen kişi, O'ndan mutlaka
bir cevap alır .Kilitli kapının ardında
daralan Rabbin bu hizmetçisine, Kutsal Ruh,
onun alçak gönüllükle sunabileceği açık
bir cevap esinledi.
Kendisine
yöneltilen soru için yüreğinde dua eden
Rabbin hizmetçisi bir süre sessiz kalınca,
mahkumlardan biri, ''Sorumluluğundan kaçma!''
dedi. ''Korkaklığın lüzumu yok, gerçeği
itiraf et. Sana söz veriyoruz, cevabın ne
olursa olsun, sana asla dokunmayacağız.
Senden tek istediğimiz: yalan söyleme, gerçek
düşünceni bizden saklama. Gerçeği bize olduğu
gibi bildir''.
Rabbin
hizmetçisi sözüne şöyle başladı: ''Gerçeği
size açık bir şekilde bildirmeye hazırım.
Gerçi bana yönelttiğiniz soru, bugün size
Kutsal Kitap'tan hazırlamış olduğum konu
değil; ama madem benden, Muhammet'le İsa
Mesih'i karşılaştırmamı istiyorsunuz, gerçeği
sizlerden gizlemeyeceğim. Yapacağım açıklamaların
sonuçlarından ben değil, siz sorumlusunuz.
Zira hazırlanmadığım, aklımda dahi olmayan
bu soruyu cevaplamaya siz beni zorladınız''
.
''Benim
cevabım şöyle: kimin daha yüce olduğunu
belirleyecek olan ben değilim. Kuran ve
hadis, sizin sorunuza açık bir cevap verecektir.
Gerçeğin gözüyle Kuran üzerinde düşünün;
o zaman gerçeği görecek ve gerçek te sizi
özgür kılacaktır''.
Sonraki
Sayfa (Muhammed ve İsa Mesih'in Doğumu)
|