incil.türk

 
 
 

 
 

 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

12- Kim Daha Yüce? - Sonuç
Cevaplanması Gereken Bir Soru


 


 

Aslında bu iki şahsiyete uygun düşmüyor bu soru. Çünkü Muhammet ve İsa Mesih insanlık tarihinin en büyük iki şahsiyetidir. Muhammet'in izleyicileri hicretin üzerinden geçen 1400 küsür yıl sonra bugün bir milyarı aştılar. İsa Mesih İmanlıları ise, İsa Mesih 'in ölümünden 1960 yıl sonra bir milyar yedi yüz milyonluk bir kitleyi oluşturuyor. İzleyicileri efendilerinin sevgisinden öylesine etkilendiler ki, O'nun lakabını alarak kendilerine İsa Mesihçiler adını verdiler. Hiç bir din, felsefe ya da ideoloji, bu iki kişinin dinlerine kazandırdıkları çap ve oranda izleyiciyi bir araya getirememiştir. Bu nedenle tarih, Muhammet ve İsa Mesih 'i tüm çağların iki erişilmez zirvesi olarak değerlendirir.

Muhammet, Mekke'de 12 yıl boyunca çeşitli eza ve baskılara dayanarak halkını uyarmakla yetindi. Fakat O, 622 senesinde gerçekleşen Medine'ye hicretinin ardından değişti, usta bir siyasetçi, yasa koyucu ve savaş komutanına, “dönüştü. Sonunda o müminlerin emiri'', Allahın İslam ümmetini yönetmekle yükümlü halifesi oldu.

Oysa İsa Mesih, ''Kim daha yüce?'' sorusunu dahi kabul etmedi. Çünkü O, kendini alçalttı, ''hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye geldim'' dedi. Yine O, ''birinci olmak isteyen, sonuncu olsun; başkanlık etmek isteyen, herkesin kölesi olsun'' dedi. Hala büyüklük, yücelik peşinde olan kişi, İsa Mesih'i ve gayesini henüz anlamamıştır. Çünkü İsa Mesih, yumuşak ve alçakgönüllü olduğunu açıkladı. Yeryüzünü yalnız yumuşak ve engin yürekliler miras alacaklardır (Matta 5:5). İsa Mesih'in halkı tarafından dışlandığını, hakaretlere uğradığını, reddedildiğini, kendisine lanetler okunduğunu okuyoruz. Nihayet O'nu günahlıların elleriyle utanç tahtasına çıkardılar (İşaya 53 : 1-3). Kendisini, günahlı insanlığın temsilcisi olarak ölmeye gittiği çarmıh yolundan çevirmek isteyen, öğrencilerinin önderi Petrus'a, ''Çekil önümden Şeytan!'' dedi (Matta 16:23).

Allah huzurundaki tevazuunu İsa Mesih şöyle dile getirdi: ''Babanın yapmakta olduğunu gördüğü şeyden başka, Oğul kendiliğinden bir şey yapamaz. Çünkü O ne yaparsa, Oğul da öylece onu yapar'' (Yuhanna 5:21). Bir başka seferinde şöyle buyurmuştu: ''Ben size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemem; fakat bende duran Baba kendi işlerini yapar'' (Yuhanna 14:10). İsa Mesih böylelikle Baba'nın kendisinden büyük olduğunu itiraf etti, Babasının adını yücelterek kendisini inkâr etti.

İsa Mesih'i anlamak isteyen kişi, önce alçakgönüllü olmasını öğrenmeli, ''kim daha yüce?'' değil, ''kim daha küçük?'' sorusunu kendisine sormalıdır. Çünkü İsa Mesih kendisini herkesten daha küçük kıldı; kendisinde Allahın doğruluğu olalım diye, günah nedir bilmezken bizim uğrumuza günahın kendisi kılındı. Allahın yargısından kurtulup O'nun kutsal sevgisine dönüşebilmeleri için İsa Mesih, kendi öz canını günahkar kötüler uğruna kurtulmalık olarak feda etti.

lSonuç

Mahkumlar Rabbin hizmetçisini sessizce dinlediler. Kimileri birbiriyle bakıştı; gözleri kin ve nefretle parlıyordu. Diğerleri şaşkına dönmüş, dehşet içindeydiler. Küçük bir azınlık ise, onun verdiği cevaba sevinmiş, sözlerinde kendilerine ümit ve teselli bulmuştu.

Topluluğun sözcüsü, Rabbin hizmetçisine dönerek, ''Senin dürüst biri olduğunu gördük'' dedi. ''Bizleri aldatmadan, yüreğindeki düşünceleri bize açıkça söyledin. Bahsettiğin konular hakkında düşünecek, sözlerini Kuran ve hadisle karşılaştıracağız. Sonra sana kesin bir cevap vereceğiz. Sözlerine katılmıyoruz, fakat bizlerle tartışmaya devam etmeni istiyoruz. Çünkü bizim de sana söyleyeceklerimiz var''

''İçimizdeki bazı şahıslar gerçi sana çok öfkelendiler, ama sana asla dokunmayacağız. Çünkü sana söz verdik ve senden, düşüncelerini bize samimiyetle aktarmanı istedik. Kapımız sana gelecekte de açık, tekrar gel. Gerçeği saygı ve dürüstlükle söyleyenler çok az bu dünyada''.

Tanrı adamı şu karşılığı verdi: ''Gerçekten olan, gerçeğin sesini duyar ve gerçek onu özgür kılar. İsa Mesih ve Muhammet hakkındaki gerçeği tam anlamıyla öğrenmek isterseniz, size gelecekte İncil'den daha açık konuşabilirim. İçinizde İncil 'i okumak isteyen, fakat İncili olmayan biri varsa, Gerçek hakkında derinlemesine düşünebilmesi için, ona bir adet İncil hediye etmeye hazırım''.

Sözlerini bitirir bitirmez, kalktı. Kimse onu engellemedi, hatta kimileri onunla birlikte ayağa kalkıp kapıyı açtılar. Zindanda gece yarısına kadar hararetli tartışmalar oldu. Rabbin hizmetçisi ise, Kuran ve hadis hakkındaki bilgisi ve Tevrat ve İncil'in doluluğu aracılığıyla, kendisini gerçeği aktarmakla görevlendiren Diri Rabbine şükretti.

   

© Copyright incil.türk